Sabah saat 07.30 TEMPO TUR önünde buluşma ve hareket. Yolumuz üzerinde Tuz Gölün'de kısa bir mola vereceğiz. Tuz Gölü üzerinde kısa bir yürüyüş sonrası Ihlara Vadisi'ne hareket. Ihlara Vadisi; Hasandağı’ndan çıkan bazalt ve andezit yoğunluklu lavların soğumasıyla ortaya çıkan çatlaklar ve çökmeler vadiyi oluşturmuştur. Bu çatlaklardan yol bulan vadi bugünkü halini almasını sağlayan Melendiz Çayı'na ilk çağlarda Kapadokya ırmağı anlamına gelen ‘Potamus Kapadukus” denilmekteydi. 14 km uzunluğundaki vadi Ihlara’dan başlar Selime’de son bulur. Vadinin yüksekliği yer yer 100-150 m'dir. Vadi boyunca kayalara oyulmuş sayısız barınaklar, mezarlar ve kiliseler bulunmaktadır. (Öğle yemek molası Belisırma'daki restoranlarda serbest zaman olarak verilecektir.) Vadi içinden akan Melendiz Çayı kenarından kuş sesleri ve vadinin dinlendirici doğası eşliğinde yapılacak 1 saatlik yürüyüş sonunda Belisırma Köyü'nde aracımız ile buluşuyoruz.  (Yürüyüşe katılmak istemeyen konuklarımız Belisırma Köyü'ne araç ile  giderek yürüyüş grubumuzla buluşacaklardır. Yüz metre derindeki vadiye merdivenle inip çıkmanın da biraz yorucu olacağını hatırlatalım.) Daha sonra bir krater gölü olan Narlıgöl'ü gördükten sonra Derinkuyu veya Kaymaklı Yeraltı Şehri, Mustafapaşa'nın (Sinasos) gezilmesi. Bugün Mustafapaşa adını almış olan Sinasos, 1920'li yıllara kadar halkının çoğunluğu Rumlardan oluşan, üç bin nüfuslu bir Kapadokya kasabasıydı. Ürgüp'ün beş kilometre kadar güneyindeki bu kasaba, kendine özgü mimarisi, eğitimli ve yetenekli insanlarıyla "Doğu'nun İncisi" olarak anılırdı. 1924 yılında uygulanan Türk-Yunan nüfus mübadelesiyle vatanlarını terk etmek zorunda kalan Rumlar, kasabalarından ayrılmadan önce, Mübadeleye tabi tutulan başka hiçbir yerde örneği görülmeyen bir şey yaptılar; İki fotoğrafçı tutarak kasabalarının fotoğraflarını çektirdiler ve bunları bir albümde bir araya getirerek ölümsüzleştirdiler. Konaklar, kiliseler, okullar, köprü ve çeşmelerin yer aldığı bu albüm, gündelik hayattan görüntüleri, eğlenceleri, yerel kıyafetleri ve Sinasos toplumunun çeşitli simalarını da yansıtıyordu. Sinassos gezisi sonrası Ürgüp'deki otelimize hareket ediyoruz. Akşam yemeği ve konaklama Ürgüp'teki otelimizde.

Kahvaltı sonrası Üçgüzeller, Ortahisar panorama ve Uçhisar panorama alanlarında fotoğraf molaları vereceğiz. UNESCO Kültür ve Doğa Mirası listesinde bulunan Göreme’yi de Esentepe panorama alanında görüntüledikten sonra, Göreme Açık Hava Müzesi'ni gezeceğiz. Yaşamın peri bacaları ile iç içe sürdüğü Kapadokya'nın şirin beldesi Göreme'nin tarihi anlamda en önemli yeri Göreme Açıkhava Müzesi'dir. Müze kaya içine oyulmuş manastırlar, kiliseler, şapeller, yemekhaneler, mutfaklar ve yaşam alanlarından oluşmaktadır. Bu bölge Hıristiyanlık tarihinde önemli bir kişi olan Kayseri Piskoposu Aziz Basil tarafından 4. yüzyılda bir dini eğitim ve düşünce merkezi olarak yaşam alanı yapılmıştır. Hıristiyanlık düşüncesine bir çok yenilik getiren Aziz Basil'in fikirleri ilk olarak burada öğretilmeye başlanmış. Bölgedeki manastır hayatı 1000 yıl kadar sürmüştür. Öğle saatlerinde, Kızılırmak kıyısında kurulmuş Avanos'ta yürüyüş ardından öğle yemeği için serbest zaman da verilecek. Yemek molası sonrası Hitit döneminden beri Avanos'la özdeşleşmiş çömlek atölyelerinden Güray Müzesi gezilecektir. Kapadokya turumuzu bitirmeden önce, peri bacası oluşumunun tüm evrelerinin görülebildiği “Rahipler Vadisi” olarak da bilinen Paşabağ ile 1950'lere kadar yerleşim alanı olan Zelve Açık Hava Müzesi’ni de gezeceğiz. Akşam üzeri Ankara’ya dönüş yolculuğu. Akşam saat 21.00 sularında Ankara'ya varış.